19 Haziran 2009 Cuma

Grace

Aynı durumda görüyorum kendimi bir süredir , rüya işte ... Ortaköy viyadüğünde Anadolu yakasına geçmek için cesaretimi toplamayı bekliyorum . Çünkü yaya olarak geçmem gerekiyor . Toplu taşıma yok . Korkulukların yanından yürüyerek geçmem lazım . Fakat yükseklik korkusu var bende . Ve rüzgar çok şiddetli . Ve aklıma hiç köprünün ortasından yürümek gelmiyor . İllaki o dar ve intihara meyleden yerden yürümem lazım . Bir kaç kere denedim . Hatta köprünün ortalarına kadar geldim ama gücüm tükendi ve bir bok böceği gibi yerde kıvrıldım . Gözümü açtığımda güneş doğmuştu .

Niye karşıya geçmem gerektiğini de bilmiyorum veya niye otobüs , taksi falan olmadığını . Sonra başa dönüyorum başka bir gece , Ortaköy viyadüğüne . Dün gece aynı şekilde uyandım , henüz güneş doğmamıştı ve fark ettim ki ; bazı ademler için çatlaksız patlaksız bembeyaz bir tavan kabul edilemez bir tavandır . Bu yüzden yüzyıllar boyunca akan çatıya (tavan benimle çatı arasında kalıyor) ve onun geride bıraktığı eserlerine saygılarımı sunmak istiyorum .

Ahşap pencere çerçevelerini özledim ... Neyse bunu sonra anlatırım .

2 yorum:

victor onopko dedi ki...

Ah merhaba , seni burada bulabileceğimi söylemişlerdi :)

Unknown dedi ki...

merhaba onopko :)