1 Haziran 2009 Pazartesi

I Vitelloni

Taşınmama birkaç gün var . Tabak çanağı gazete kağıtlarına sarıp kutulara koyuyorum . Bardakların yarısından çoğu bira hediyesi olarak alınmış . Yemekte beş kişi varsa beş farklı bardak oluyor masada . Uzun yukarı doğru genişleyen klasik efes bardaklarını taşınırken cantama koyup elimde götüreceğim . Riske giremem . Aslında aynı evde ölene kadar oturabilirim . Evle beraber yaşlanmak . Gerçi oturduğum evlerin çoğu benden yaşlıydı . Büyük ihtimalle benden önce ölecekler . Belki bir ev almalıyım kendime . Ama bu aralar düzenli bir şekilde sayısal loto oynayamıyorum . Bu da ev sahibi olmamı geciktiriyor .

Mutfak dolabını bitirdim . Üç adet koliye sığdılar . Buzdolabını boşaltmıştım . Zaten pek dolu 0lduğu söylenemezdi . Fişini çekip mutfağın ortasına doğru çektim . Altı leş gibi olmuş . Karafatma cesetleri , zeytin cesetleri , rakı kapağı cesetleri ... Buzdolabı altları evlerin mezarlık bölümleri gibi . Özellikle mutfak halkının ölülerini gömdüğü yer . Kesmeşeker cesetleri , karpuz çekirdeği cesetleri ... Süpürgeyle topladım hepsini . Mezarlığın arkasından siyah , ağzı bağlı bir poşet çıktı . İçinden de demliğe benzer birşey çıktı . Antika değeri olabilir . Toz beziyle üzerini sildim . Üzerinde hangi lisanda yazılmış olduğunu çözemediğim yazılar vardı . Bezi nemlendirdim ve silmeye devam ettim . Poşetin içinde bu kadar kirlenmesi olanaksızdı ve ...


Sabahtan beri hiç birşey içmemiştim , koklamamıştım . Zamanında duvarda gezen örümcekler veya koridorda koşan at gördüğüm olmuştu ama hiç demlikten çıkan cin tribim olmamıştı . Hem bu cinler lambadan çıkmıyorlar mıydı ? ''Dile benden ne dilersen'' dedi , ''birşey istemiyorum'' dedim , ''aç mısın ?''.






Aylaklar'ı bir daha izleyelim bu akşam . Özellikle şu kare için . Dört arkadaş , hepsi ayrı masalara oturmuşlar . Bekliyorlar .

Kışı özledim galiba .