'' Bu nasıl cin-tonik olum bu sadece tonik lan '' diye bağırdım ve bardağı barmene fırlattım . Eğildi , tam arkasındaki yarım şişe votka yere düştü . İçim acıdı .
Goriller sağ kaşımı açtıktan sonra bana kapıya kadar eşlik ettiler . Yerden kalkıp hemen karşıdaki bara girdim . Cin-tonik istedim . Barmaid kadeh ile beraber yara bandı koydu bara . Bantı alıp kalbimin üstüne gelicek şekilde montuma yapıştırdım . Gülümseyerek birkaç peçeteyi kanayan kaşıma bastırdı ve diğer müşterilerle ilgilenmeye gitti . Birşeyler daha içtim dışarı çıktım .
Yokuşun bitimindeki şarküteriyi hedef aldım . Ok gibi fırladım . Aşağıya doğru mermi gibi iniyordum . Cama çarptım , özenle hazırlanmış vitrinin içine girdim . Artık her yerim kanıyordu . Cam kırıklarının arasından bir kavanoz nutella ( büyük boy ) aldım , açtım , parmakladım . '' Yeşil çizik zeytin istiyorum '' dedim '' ikiyüzelli gram olsun lütfen '' . Dükkanın sahibi ve iki yardımcısı aptal aptal bana bakıyorlardı . Nutellanın parasını tezgaha atıp çıktım .
O'nun evinin önüne gelmişim . İnsan vücudunda bu kadar kan var mıymış ? Dördüncü kattaki dairesine baktım , ışıklar sönüktü . Elimi zile koydum . Başım dönüyordu . Elimi zilden çektim . Gözlerim karardı . Sonra duvara kanımla şunları yazıp öldüm : eğ başını eğeceksen , yanlızca ...
Aynı anda yetişkin bir tekir kedi olarak tekrar dirildim . Karşı kaldırımda salına salına yürüyen dişi sarmanın peşine takıldım .
İnsanlık temel olarak iki ırka ayrılır : Kadınlar ... Erkekler ...
15 Temmuz 2009 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
bloglararası geçiş.
:) paralel evrenler
Yorum Gönder